Son yıllarda musluk üretimi sektörü, özellikle de sıhhi tesisat muslukları, İran'ın petrol dışı ihracatının en önemli alanlarından biri haline gelmiştir. Artan yerli üretim kapasitesi, modern teknolojilerin kullanılması ve kalite standartlarının iyileştirilmesi sayesinde İranlı üreticiler, ürünlerini bölgesel ve uluslararası pazarlara ihraç edebilmektedir. Ancak, İran muslukları artık kalite ve çeşitlilik açısından küresel anlamda rekabetçi olsalar da, ihracatçıların karşı karşıya olduğu hukuki ve gümrük sorunları, bu alanda ihracatın genişlemesinin önünde önemli bir engel olmaya devam etmektedir.
2025 yılı, ihracatçılar açısından kritik bir yıl olarak değerlendirilebilir; çünkü ihracattan elde edilen döviz gelirlerinin artmasına yönelik beklenti yükselirken, eşzamanlı olarak yasalar ve düzenlemelerdeki karmaşıklık ve kısıtlamalar da artmıştır. Bu arada, özellikle Orta Doğu, Orta Asya ve hatta Avrupa pazarlarındaki hedef ülkeler, kaliteli musluk ithalatına yüksek talep göstermekte; bu pazarlarda rekabet, ihracatçıların hukuki, teknik ve gümrük süreçlerinde çevik ve hazırlıklı olmalarını gerektirmektedir.
Hukuki istikrarsızlık, ihracat mevzuatında sık değişiklikler, zayıf lojistik altyapı, döviz engelleri, gümrük karmaşıklıkları ve sorumlu kurumlar arasında koordinasyon eksikliği; 2025 yılında musluk ihracatçılarını ciddi şekilde zorlayacak başlıca unsurlar arasında yer almaktadır. Bu sorunlar, sadece ihracat operasyonları için gerekli maliyet ve süreyi artırmakla kalmıyor, aynı zamanda bazı durumlarda hedef pazarların kaybedilmesine de sebep olmaktadır.
Bu makalede, 2025 yılında musluk ihracatını etkileyen en önemli hukuki ve gümrük sorunları yapılandırılmış ve analitik şekilde incelenmektedir.
Muslukların Gümrük Tarifesinde Sınıflandırılması Sorunları
2025 yılında musluk ihracatçıları için en büyük sorunlardan biri, bu ürünlerin gümrükte tarifelerinin (GTİP/HS Code) sınıflandırılması konusunda yaşanan belirsizlik ve tutarsızlıktır. Musluklar, metal, plastik ve mekanik parçaları içeren kompozit ürünler olup, Armonize Sistem Kodunda farklı kategorilere dahil edilebilmektedir. Bu durum ise gümrük uzmanları, ihracatçılar ve ithalatçılar arasında uyuşmazlıklara neden olmaktadır.
Örneğin, bazı gümrükler muslukları "inşaat sıhhi ekipmanı" olarak, bazıları "endüstriyel bileşenler" ya da "hazır metal ürünler" olarak sınıflandırmaktadır. Bu farklılıklar, sadece gümrük tarifelerinde değişikliğe sebep olmakla kalmayıp, beyanname düzenlenmesinde gecikmelere, işlemlerinin durmasına ve hatta gümrük cezalarına da neden olmaktadır.
Pek çok durumda, ihracatçılar aynı nitelikteki mallar için ülke içinde farklı gümrüklerde farklı tarifeler ödemek zorunda kalmakta, bu da ihracatın ekonomik mantığını zedelemektedir. Ayrıca, yabancı alıcılar da, İran’da kullanılan kodların uluslararası standartlarla uyumlu olmaması veya yanlış seçilmiş olması sebebiyle, hedef ülkede gümrükten çekerken tarifelerin uyuşmamasıyla karşılaşabilmektedir.
Bu karmaşanın bir diğer sonucu ise, Ticaret Odası’ndan Menşe Şahadetnamesi (CO) alınmasında yaşanan zorluklardır. Ürünün doğru kategoriye oturtulamaması durumunda, sertifikanın tanzimi gecikmekte veya ihracatçının evraklarını düzeltmesi ve ek masraflar ödemesi gerekmektedir.
Bu sorunun çözümü için aşağıdaki öneriler getirilmektedir:
- Kamuya açık ve birleştirilmiş bir sistemin kurulması ve ürünlerin doğru şekilde, sektör temsilcilerinin görüşü alınarak kategorize edilmesi.
- Gümrük personeli, ihracatçılar ve şirketlerin ticari uzmanları için tarife sınıflandırma atölyeleri düzenlenmesi.
- Ticaret Geliştirme Kurumu, Ticaret Odası ve Gümrük iş birliğiyle, musluk sektörüne özgü standart tarife kodlarının güncellenmesi ve küresel pazarlarla uyumlu hale getirilmesi.
İhracat Ruhsatı Alımında Uzayan Süreçler
2025 yılında musluk ihracatçılarının karşılaştığı bir diğer temel sorun, farklı devlet kurumlarından ihracat ruhsatı alma sürecinde yaşanan uzunluk ve karmaşıklıktır. Pek çok rakip ülkede ihracat izinleri birkaç saat ya da en geç birkaç gün içinde alınırken, İran’da ihracatçılar her sevkiyat için ayrı ayrı kurumlardan ruhsat almak zorunda kalmakta ve bu durum önemli maliyet, zaman ve çaba kayıplarına yol açmaktadır.
Musluk ihracatında genellikle aşağıdaki kurumlardan izin gerekmektedir:
- Ulusal Standartlar Kurumu (kalite ve zorunlu standartlara uygunluk için),
- Ticaret Geliştirme Kurumu (ihracat beyannamesi kaydı ve ilgili sertifikalar için),
- Sanayi, Maden ve Ticaret Bakanlığı (ihracat tavanı ya da önceliği kontrol için),
- Bazı durumlarda Çevre Koruma Kurumu veya Gıda ve İlaç Kurumu (musluğun maddesi veya kullanımına bağlı olarak),
Bu kadar çok kuruluştan onay gerektirmesi, genellikle kurumlar arası çakışmalara, belge taleplerinin tekrarlanmasına ve yorucu bürokrasiye yol açmaktadır.
Bazı durumlarda, bu kurumlar arasında sistem entegrasyonunun ya da koordinasyonun olmaması, en basit izinlerin dahi haftalarca alınamamasına yol açmakta; oysa ihracatçı sözleşmeye göre ürün teslimini belli bir tarihte yapmakla yükümlüdür. Ruhsatlardaki gecikmeler bazen sözleşme iptali, uluslararası cezalar veya şirketin güvenilirliğinin zedelenmesiyle sonuçlanabilmektedir.
Bir diğer önemli husus; birçok ruhsatın her ihracat partisi için ayrı ve sıfırdan alınmasının zorunlu olması, yani uzun vadeli ya da döneme özgü genel izin mekanizması bulunmamasıdır.
Çözüm önerileri:
- Musluk ve diğer sanayi ürünlerinde tek oturum/tek pencere ihracat ruhsat sistemi kurulması.
- Geçmişi olumlu olan ve standartlara uygunluğu onaylanmış firmalara genel ihracat izni verilmesi.
- Tekrarlayan ve gereksiz ruhsatların sürecin dışında bırakılması veya gümrük beyanına entegre edilmesi.
- İhracat evraklarının inceleme ve onayını hızlandırmak için yapay zekâ ve idari otomasyon sistemlerinden yararlanılması.
Hedef Pazarlarda İhracatçılar İçin Hukuki Destek Eksikliği
2025 yılında musluk ihracatçıları açısından önemli sorunlardan biri, hedef pazarlarda yeterli ve etkin hukuki desteğin olmamasıdır. İhraç edilen mallar varış ülkesinde ithalat yasalarının değişik yorumlanmasından, yerel standartlardan veya siyasi-ticari nedenlerden dolayı ambargo, alıkonma veya hukuki uyuşmazlıklarla karşılaşabilmektedir. Ne yazık ki, bu gibi durumlarda İranlı ihracatçılar, hukuki ve diplomatik destekten yoksun bırakılmaktadır.
Bu sorun birkaç unsurla daha da ağırlaşmaktadır:
- Hedef ülkelerde hızlıca sorunları takip edecek güçlü, resmi hukuk ofisleri ya da temsilciliklerin bulunmaması.
- Zayıf ticari ve ekonomik diplomasi; İran ile diğer ülkeler arasında ticaret ve yatırımın korunması anlaşmalarının eksikliği.
- İhracatla ilgili hukuki iddiaların takibi için şeffaf ve etkin mekanizmaların olmaması; ihracatçıların yüksek hukuki maliyetlere katlanmak veya haklarından feragat etmek zorunda kalması.
- Yurtdışındaki ihracatçıyı desteklemekle sorumlu kamu kurumlarının gecikmeli ya da yetersiz yanıt vermesi.
Bu nedenle, birçok ihracatçı böyle durumlarla karşılaşınca yüksek riskli pazarlardan uzak durmayı ya da ihracat hacmini azaltmayı tercih etmekte ve bu da İran'ın bölgesel ve küresel pazarlardaki payının azalmasına sebep olmaktadır.
Çözüm önerileri:
- Özel sektör ve Dışişleri Bakanlığı iş birliğiyle uzmanlaşmış ihracat hukuku ve danışmanlık ağlarının kurulup genişletilmesi.
- Ekonomik diplomasinin güçlendirilmesi ve hedef ülkelerle ticaret ile yatırımın korunması anlaşmalarının aktif şekilde geliştirilmesi.
- İhracatçılar için, Sanayi, Maden ve Ticaret Bakanlığı veya Ticaret Geliştirme Kurumu bünyesinde, ihracat ile ilgili hukuki anlaşmazlıkları aktif biçimde takip edecek özel bir hukuki destek komitesinin kurulması.
- İhracatçılara uluslararası ticaret hukuku, yabancı pazarlarda hukuki sorunlarla başa çıkma ve önleme becerilerinin kazandırılması üzere eğitim verilmesi.
İhracat Gelirlerinin Ülkeye Getirilmesi Sorunları
2025 yılında musluk ihracatçıları için temel ve uzun soluklu sorunlardan biri de ihracat gelirlerinin ülkeye getirilmesi; özellikle mevcut ekonomik koşullar ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar sürecin önemini daha da artırmıştır. Merkez Bankası düzenlemelerine göre ihracatçılar, gelirlerini belirli bir süre içinde ülke ekonomisine geri kazandırmak zorundadır. Ancak pratikte bu süreçte yaşanan güçlükler, ihracatçıların nakit akışını bozmakta ve ciddi finansal-ticari riskler oluşturmaktadır.
İhracat gelirlerinin ülkeye getirilmesindeki başlıca nedenler:
- Yabancı pazarlarda döviz satın alma gücünün azalması: Yaptırımlar, bankacılık sorunları ve para transferi kısıtlamaları nedeniyle ihracatçılar, genellikle ödemelerini zamanında veya uygun biçimde tahsil edememektedir.
- Ülkeye döviz girişinin gecikmesi: Yabancılar, kendi finansal sorunları veya kısıtlar nedeniyle ödemeleri geciktirerek; ihracatçının uzun süre nakitsiz kalmasına yol açmaktadır.
- Merkez Bankası'nın döviz dönüşüme yönelik katı talepleri: Zaman zaman Merkez Bankası, karmaşık şartlar uygulayarak ihracatçıları gayriresmi ve riskli yollara yönlendirebilmektedir.
- Serbest piyasa ile NIMA sistemindeki döviz kuru farkı: Açık piyasa kuru ile NIMA (merkezileştirilmiş döviz işlemleri sistemi) arasındaki yüksek fark, ihracatçının resmi kanallardan döviz getirme motivasyonunu azaltmaktadır.
Döviz dönüş sorunlarının sonuçları:
- İhracatçının iş sermayesinin azalması; üretim ve ihracatta düşüş.
- Nakit akışı riskinin artması, uluslararası pazarda rekabet avantajının daha da azalması.
- Para transferlerinde gayriresmi ve yasadışı yöntemlerin yaygınlaşması ve bunun ekonomik/hukuki sonuçları.
- Bazı durumlarda, ihracatçının bankacılık hizmetlerinden mahrum kalması ve finansal sıkıntıların artması.
Çözüm önerileri:
- Döviz dönüşüm sürecinin basitleştirilmesi ve ihracatçı için bürokrasinin azaltılması.
- Merkez Bankası, Ticaret Geliştirme Kurumu ve ihracatçılar arasında daha iyi koordinasyon sağlanarak net ve uygulanabilir mekanizmalar geliştirilmesi.
- Döviz kuru şeffaflığının artırılması ve açık piyasa ile NIMA kuru arasındaki farkın azaltılması.
- Elektronik havale, yabancı para sözleşmeleri gibi yenilikçi finansal araçların geliştirilerek uluslararası işlemlerin kolaylaştırılması.
- Resmi kanallardan döviz getirmeyi teşvik edecek vergi muafiyetleri ya da finansman imkanlarına erişimde öncelik gibi teşviklerin sağlanması.
Musluk İhracatçıları İçin Uzmanlık Eğitim Eksikliği
2025 yılında musluk ihracatçılarını bekleyen büyük ama gözden kaçan sorunlardan biri; uluslararası ticaret, ihracat mevzuatı, gümrük kuralları ve hedef pazarlar konularında uzman ve hedefe yönelik eğitim eksikliğidir. Üretim ve yurt içi satışı deneyimine sahip pek çok üretici veya ihracatçı; ihracat işlemlerine dair yeterli bilgi ve uzmanlıktan yoksun olup, bu eksiklik stratejik hatalara, ihracat sürecinde gecikmelere ve rekabet gücünün düşmesine yol açmaktadır.
Uzmanlık eğitimi eksikliğinden kaynaklanan sorunlar:
- Yeni ihracat ve gümrük mevzuatına aşinalık eksikliği: Sık değişen yasalardan haberdar olmamak veya doğru uygulama yollarını bilmemek, işlemlerde sorunlara ve hatta maddi cezalara neden olmaktadır.
- Hedef pazarlar ve yabancı müşterilerin ihtiyaçlarını zayıf analiz etme: Yeterli pazar ve müşteri bilgisinin, teknik standartların olmayışı, pazarlama ve satış başarı oranının düşmesiyle sonuçlanır.
- Uluslararası müzakere ve ihracat sözleşmesi yönetiminde yetersizlik: İhracatçılar, sözleşmelerdeki yabancı hukuki/finansal maddelerle karşı karşıya kalır ve çıkarlarını yeterince koruyamayabilirler.
- Uluslararası lojistik ve tedarik zinciri yönetimini bilmemek: Bu eksiklik teslimatta gecikmelere veya navlun giderlerinin artmasına yol açar.
- Finansal ve ihracat sigorta araçlarının yeterince kullanılmaması: Bu olanaklardan haberdar olmayan ihracatçılar, ihracat finansal risklerini efektif biçimde yönetemezler.
Çözüm önerileri:
- Ticaret Geliştirme Kurumu, Ticaret Odası ve sanayi dernekleri iş birliği ile musluk ihracatına yönelik uzmanlaşmış eğitim kurslarının düzenlenmesi.
- İhracatçının kolay erişimi için kitapçıklar, webinarlar ve çevrimiçi platformlar şeklinde pratik ve güncel rehberlerin hazırlanması ve yayınlanması.
- Her il ya da sanayi bölgesinde ihracatçıya özel danışmanlık merkezi kurulup sorunlara çözüm sağlanması.
- Uluslararası eğitimlerden faydalanma, küresel fuar ve sektörel etkinliklere şirketlerin katılımının teşvik edilmesi.
- Deneyimli ihracat uzmanlarının öncülüğünde ihracat mentorluk ve destek ağlarının oluşturulması.
Sonuç
2025 yılında musluk ihracatı; mevzuat, gümrük işlemleri, karmaşık ruhsat süreçleri, döviz işlemleri ve uzmanlık eğitimi eksikliği gibi birçok zorlukla karşı karşıya bulunmaktadır. Bu sorunlar, yalnızca ihracatı yavaşlatmakla kalmıyor; aynı zamanda İranlı ihracatçıların uluslararası rekabet gücünü de azaltıyor. Bu engelleri aşmak için, politika yapıcılar ve sektör temsilcilerinin özellikle eğitimsel, hukuki ve teknolojik altyapının geliştirilmesiyle ihracat yolunu açmak üzere daha yakın iş birliği yapması gerekmektedir.
Bu süreçte dijital araçlar ve çevrim içi platformlar belirleyici bir rol üstlenebilir. Bunlardan biri olan ŞarMarket, başta musluk ihracatçıları olmak üzere birçok alanda uluslararası ticari bağlantıları kolaylaştırmak için tasarlanmış kapsamlı ve uzmanlaşmış bir platformdur. ŞarMarket, ürünlerin sergilenmesi, yabancı müşteri ve partnerlerle doğrudan iletişime geçilmesi, küresel pazarlar hakkında güncel bilgiye erişim gibi pek çok avantajı güvenli ve etkin biçimde sunarak ihracat sorunlarının azalmasına ve rekabet gücünün artmasına katkı sağlamaktadır.
Yasaların ve düzenlemelerin hızla değiştiği ve karmaşık olduğu ortamlarda bu tür platformların kullanımı, ihracatçılara daha fazla bilgiyle, daha hızlı ve daha düşük maliyetle küresel pazarlara erişme imkânı sunarak musluk ihracatında daha büyük pazar payı elde etmelerine yardımcı olacaktır.